Yazan: Fahri Coşkun
1968 yılında okula başladığımızda okulun çevresi inşaat atıklarıyla doluydu. Dolayısıyla beden eğitimi derslerimizin çoğu inşaat atıklarını temizlemekle geçiyordu.
Bu derslerden birinde, dikkatsizce çivili bir kalasa basmışım. Çivi ayağıma tam oturdu. Canım çok yandı. Spor ayakkabımın içi kan doldu. Halis hoca, hemen okul başkanını çağırttırdı. Bir taraftan da benim dikkatsizliğime çok kızmış olmalı ki yüksek sesle söyleniyordu ‘şuna göbeğinden bir tetanos yapsınlar da aklı başına gelsin,’ diyordu. Ben, o zamana kadar göbekten yapılan iğnelerin dikine yapıldığını zannediyor ve korkuyordum. O korkuyla okul başkanımızla hastaneye gittik. Korkumun yersiz olduğunu, iğnenin deri altına yatay olarak enjekte edildiğini yaşayarak öğrenmiş oldum.
Söz halis hocadan açılmışken yine aynı dönemde beden derslerinden birindeyiz. Okulun arka bahçesinde dörderlice hocaya karşı saftayız. Hoca birden safın içine bir daldı, bir arkadaşımızı ayağının altına aldı. Tabir yerindeyse çiğnedi. Bir taraftan da bağırıyordu ulan bir de ....pu karılar gibi çiklet çiğniyorsun ha.
Bir insanın çiklet çiğneyen birisine bu kadar yüksek perdeden tepki gösterdiğine ilk defa tanık olmuştum.
Yaşamım boyunca, ne zaman toplum içinde, ağızda hoşluk için çiklet çiğnesem Halis Bey’in bu tepkisi aklıma gelir.