Tokat
Yazan: Fahri Coşkun
1968 veya 69. Biliyorsunuz o yıllarda yemekhane nöbetimiz oluyordu. Sanıyorum bir hafta boyunca yemekhanenin temizlik ve bulaşık hizmetlerinde çalışırdık. (Şimdi yazarken aklıma geldi 1969yılıydı). Çünkü okul boykotundan sonra yumuşak plastik bardaklar gitmiş yerlerine noramin adı verilen sert plastikten yapılma bardaklar gelmişti. Biz onları üst üste dizerek servis yapar veya servisten toplardık.
Yemekhane nöbeti tuttuğum bir günde üst üste dizdiğim bardaklar ama kaza ile amma dikkatsizliğimden devrildi. Sanırım içlerinden 5-6 tanesi kırıldı. Tabi ki aşçıbaşı olanı biteni harfi harfine idareye bildiriyor.
Tevfik hoca beni çağırdı ve bardakların bedelini ödeyeceğimi söyledi. Ben param olmadığını, olunca ödeyeceğimi söyledim. Tabi ki babamızdan sınırlı para geldiği için bardak parasını ödeyemedim. Belki de yeterince önemsemedim. Bir gün Tevfik hoca beni çağırdı ve bardakların parasını ödemediğim için birkaç defa tokat vurdu.
Artık ömürlerinin sonbaharında olan bizler geriye dönüp baktığımızda deriz ki ben şu cezaya çarptırıldım ama hak etmiştim. Önce olayı işçi-işveren penceresinden görelim, bu bir iş kazasıdır. Hizmet ederken, orada iş üretirken iyisiniz ama ayağınız kaymayacak eliniz titremeyecek. Eğitim yönünden bakalım. 5-6 tane bardağın peşine düşen hocam derslerime bakıp da idareye çağırıp:-Evladım senin problemin nedir, niye başarısızsın, bizim yapabileceğimiz bir şey var mı? diye sormuş mu?
Hayır. Kısacası BEN BU TOKADI HAKETMEDİM.