ANILAR SAYFASINA GERİ DÖN

Yazan: Ahmet Yakup Boran

uçan cıva

Eski okulumuzu bilenler bilir. Ahşap iki katlı bina Tahtadan yapılmış sınıf tabanları sık sık mazotlanır, nedendir bilemem. İlkokulda yaz tatilinde rahmetli babam bizlerin boş gezmesini istemediğinde bir esnaf yanında çalışmaya başlatırdı. Rahmi usta benim ilk elektronik ustam diyebilirim. Sınavlara Rahmetli babamın isteği üzerine girdim.

Çorum İlk öğretmen okulu sınavını kazandığımda son çocukluk çağımdan ilk gençlik çağıma geçmek üzere idim. Boyum emsallerine göre küçük kilom azdı. Eflatun şeritli okul şapkam altında gözlerimi bile görmek mucize sayılırdı. Okula başladığımın ilk yılında yaşadığım anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Fizik dersi benim en çok sevdiğim arkadaşlarımın ise nefret ettiği derslerden birisi idi. O yıllarda laboratuar denilen hayalimizdeki sınıflar yoktu. Nefise Pınar Bizim Fizik hocamız Toriçelli ve açık hava basıncı ile ilgili deney yapacak Kocaman bir cam çubuk bir şişe civa birde kap sınıfa getirdi. Bana de Trakya şivesi ile "bunlara iyi bak LEN" dedi. "Zil çalınca deney yapacağız."

Ben masaya oturdum. Hayatımda hiç cıva görmemiştim. Ne ağır şişeydi. Şişeyle oynarken Mahmut yanıma geldi koluma dokunduğunda şişe devrildi, civanın bir kısmı yere döküldü. Çok korktum hemen dökülenleri toplamaya çalıştım. Ben tutmaya çalıştıkça daha küçük parçalara ayrılıyor ve tahtaların arasına kaçıyordu. Korkudan çok hızlı hareket ediyordum biraz sonra zil çalacak hoca sınıfa gelecekti. Mahmut gitti, biraz sonra geri geldi. Mehmet beye sordum  "hocam civa uçar mı?" O da "tabi uçar oğlum. Niye sordun"  dedi.  Bana da; "korkma,  hem kimyacı fizikçiden daha iyi bilir" dedi.  "Hoca sorarsa cıva uçtu dersin" dedi.

Biraz rahatlamıştım. Zil çaldı. Nefise hanım sınıfa girdi şişeye baktı eksik. Bana döndü "Ahmet ne oldu buna" dedi.  Ben de biraz mahcup bir şekilde "Uçtu hocam" dedim. "Sen ne diyon len civa uçar mı oğlum" dedi.

Mahmut'a döndüm baktım. Gayet rahat bir şekilde "zaten bu hocaların hiçbir sözüne güvenilmiyor ki birisi 'uçar' diyor, öbürü 'uçar mı len' diyor." Mahmut Mehmet beye sorduğunu onunda civanın "uçar" dediğini söyledi. Nefise hanım Mahmut'a  "sus len yalan atma" dedi.

Tabi Nefise hanım anlamıştı civanın bir kısmının döküldüğünü bizim toplayamadığımız civanın bir kısmını kağıt yardımı ile topladı.  Sonrasında "cıva uçar" diyen Mehmet Beyle sorunu nasıl çözdüler bilemem ama civanın uçmayacağını ve döküldüğünde nasıl toplanacağını o gün ben öğrenmiştim. Sonraki öğrencilik yıllarımda bana çok faydalı bir pratik olmuştu Çorum İlköğretmen Okulu'nun iki katlı ahşap binası.

Saygıdeğer hocalarımı şükranla anıyorum. Sonraki yıllarda Nefise hocamla İstanbul'da birkaç karşılaştık Eski günleri andık kendisine en derin saygılarımı sunuyorum." Cıva uçar" diyerek o gün bizi kurtaran Mehmet Hocama da en derin saygılarımla.

NOT: Yazıya ilişkin görüş ve düşüncelerinizi GÜNLÜK'e yazabilirsiniz.

How to put counter on site
tekil görüntülenme

ANILAR SAYFASINA GERİ DÖN