Rüzgarı arkalamış kuşlar gibi koştuk Kuşadası'na. Bir yılda ancak bu kadar özlenirdi arkadaşlar ve öğretmenler. Otele kaydını yaptıran arkadaşlarımızın sesleri otelin lobi ve koridarlarını doldurmaya başladı. Arkadaşlar geldikçe; gülmeler ve takılmalara bıraktı yerini kucaklaşmalar. Akşam gala gecesiydi. Şarkılar, türküler, danslar ve oyunlarla yaptık gece 24.oo'ü.
Gece 24'te bitmedi tabi. Dördüncü kat bitince indik yaz bahçesine. Orada sürdü eğlence. Bağlamayla Musa Yenilmez, Erdoğan Uçar, Cafer Gürkan ve Ferit Özdemir; cümbüşle Atilla Kargün coşturdular arkadaşları. Eğlencemiz sabaha karşı 04.oo'e kadar sürdü.
Cumartesi sabah geç kalkıldı doğal olarak. Öğle yemeğinden sonra doluştuk iki otobüse. İlk durak Selçuk Efes müzesi oldu. Ardından Meryem Ana evini görmek için tırmandık dağlara.
Meryemana evinden ayrılırken bastırdı ilk sağnak. Önümüze hangi araba geldiyse oraya sığındık. Son durak İzmir'in son yıllarda çok ünlenen köyü Şirince oldu. Otobüslerden inip köyün içerisine doğru yürürken yakalandık bir başka sağnağa. Kimimiz şarap evlerine, kimimiz kahvelere sığındık. Bazılarımız ise yüznumarada yakanlanmış sağnağa. Çıkamamışlar dışarı. Çok kalmadan dönmek zorunda kaldık, Şirince'den. İkinci gece bir başka eğlence yaşadık. Pazar kahvaltısını bitirdiğimizde saat 11.oo dolayındaydı. Artık dönüşün hüznü basmıştı. Önümüzdeki yılın haziranında Ilgaz Dağı'ında buluşmak üzere ayrıldık.
|