Yaşamın çok hızlı aktığı yıllardı 1970'ler. Ütopyaları vardı ve gözünü budaktan sakınmayan ütopyalarına sevdalı gençleri de...
Çorum İlköğretmen Okulunun mülayim Veli Emektar'ı, Eğitim Enstitüsü yıllarında o, ütopyasına sevdalı gençlerden biriydi artık.
Veli, kavganın doruğundaki yıllarda
Aradan uzun yıllar geçti. Gençlik çoook gerilerde kaldı ama o vurgunu olduğumuz, güzel ve mutlu bir toplum yaratma düşlerimiz hala tekleyen yüreğimizde bir çoban ateşi gibi yalımlanmakta.
Arada bir geriye bakmak gerekir. Geçmişin yeniden yaşanması olanaksızdır, aynı derede akan su, aynı su değildir ama derenin yatağı da aynı değildir. Aşınmıştır. Tıpkı, zamanın bizi aşındırmas ıgibi.
Aşınmışlığın güzelliği, haklı olunmasındadır.Yaşanmışlıklar, kaybolup gitmemelidir zamanın akışında. İşte, bu anlayışladır ki; Veli de oturdu yazdı yaşanmışlıklarını, uykusuz yüzlerce gecede. Kavgaları, sevdaları, dostlukları, acıları.
Veeee, beklenen gün geldi, "BİRUMUT, BİR İNSAN" El Yayınlarında kitaplaştı. Güne ve yarına, geçmişten bir ışık tutsun diye.
Kitabın okuyucu önüne ilk çıkışı 18 Nisan 2019 Perşembe günü, saat 17.oo'de Önder Babat Kültür Merkezinde olacak. Önder Babat Kültür Merkezi adresi: İstiklal Cad. Gönül Sokak. No:9 Nil Pasajı Kat:4 Beyoğlu. (Rus Konsolosluğunun karşısındaki sokak)
Özellikle İstanbul'daki arkadaşların Perşembe günü Veli'nin yanında olacağını umuyor ve Veli arkadaşımızı kutluyoruz.
KİTAP HAKKINDA:
Bizden sonraki döneme eğilmek isteyenler için bir kaynak kitap niteliğindedir. Parti içi ilişkilerin anlatımı ile önemli parti mensuplarının mücadele yaşamına ilişkin gözlemlerin mücadeleye yeni katılan gençler için yararlı olacaktır. Tabii bu aynı zamanda bir devrimcinin 15 yıllık mücadele yaşamını kapsayan bir otobiyografi özelliğini de taşıyor. Olayların, ilişkilerin veriliş tarzı ve kendine ilişkin objektif yaklaşım, okurda gerçeklik duygusu yaratıyor. Kullanılan dil durudur. Edebi doku zayıftır. Bunu da normal karşılıyorum. Edebi dil ve doku işi, edebiyat dünyasının işidir. Sen siyasetten geliyorsun, dolambaçsız, duru bir dil yakalamış olman ve okuru yer yer gülümsetmen yetiyor.
Muzaffer Oruçoğlu
Anılar-deneyimler, kişilerde bıraktığı anlama, algılanışa göre biçimlenir ve yorumlanır. İster bireysel, ister örgütsel düzlemde olsun, sadece dünün değil, bugunun ve yarının “öykü”sünü de içinde barındırır. Hangi maksat ve teknikle anlatılırsa anlatılsın, insanı, tarih bilincine taşıyan, kolektif hafızanın inşasında önemli, anlamlı bilgiler içeren başlıca kaynaklar arasındadır anılar/anlatılar… Yaşanılan süreçlere dair yeni belgeler, bilgiler, tanıklıklar ortaya çıktıkça, bu tarihi dönemler tekrardan ele alınır, yeniden yaşanır… yeniden yazılır.
Eline, yüreğine sağlık Veli Emektar!
Ertan İldan
|