GERİ
İKİ DOSTUN 37 YIL SONRA BULUŞMASI
Bir Ay kadar önce Hasan Ali bana Ayvalık'a geleceğini bildirmişti. Konuştuğumuzda ona İzmir'e geldiğinde haber vermesini, bana gelmesini söyledim. O, "Balıkesir üzerinden Ayvalık'a geçeceğini" bildirdi.
O zaman görmeyi, hatta son gün gidip onu Seferihisar'a getirmeyi kafama koymuştum.
Ayvalık'a geldiğinde beni aradı. Konuştuk.
Kendimce bir plan yaptım. Ayvalık'a çok yakın Altınova ilçesinde Osman ve Huriye Uludağ öğretmenlerimizin yazlıkları olduğunu öğrenmiştim. Amacım Hasan Ali de alıp, öğretmenlerimize uğramak, daha sonra da Seferihisar'a gelmekti.
Osman öğretmenimi aradım. Kastamonu'daydı ama Temmuz başlarında gelecekti. Planım uygulanacağa benziyordu.
Ben plan kurarken Hasan Ali'nin telefonu her şeyi değiştir. O çok sıcak günlere, eşi dayanamamış, doktor dönmelerini önermişti. 29 Haziran sabahı dönecekti.
28 Haziran saat 14.40 ta Seferihisar'dan çıktım. 198 Km ve yaklaşık üç saatten sonra Küçükköy- Sarımsaklı yol ayrımındaydım. Hasan Ali'yi arayarak buluşma noktası belirledik. Birkaç dakika sonra ise iki dost uzun uzun kucaklaşıyorduk.
Ali'nin kaldığı aparta geçerek bir süre diğer arkadaşlarımızdan ve siteden söz ettik. Daha sonra 19 yıldır görmediğim ve neredeyse artık tanıyamayacağım kadar değişmiş olan Sarımsaklı sahilinde dolaştık.
Oradan araba ile çıkarak Ayvalık'ın içinden ve Türkiye'nin ilk boğaz köprüsünden yararlanarak Cunda adasına geçtik.
Boğaz köprüsü dedim diye gözünüzde büyütmeyin. Uzunluğu yaklaşık 10m.
Cunda sahilinde dolaştık. Geç olması nedeniyle içeride kalan tarihsel Kiliseye gidemedik.
Cunda'yı bilenler varsa, Cunda'nın ünlü balığının "Papalina" olduğunu da bilirler. Bu Sardalye ile adını şu an anımsayamadığım bir balığın melezlenmesinden oluşan ucuz -biz önceden pazarlık yapmadığımızdan biraz kazık yedik- bir balık türüdür. -Aman dikkat, Papalına olmadığı zaman Sardalye'yi Papalina diye yuttururlar. -
Deniz kıyısında Papalina'yı ağlattık. Çünkü hanımlar sağlık, biz de araç kullanacağımız gerekçesiyle yanına rakı alamadık.
Saat 11.oo sıralarında, Kalayoğullarını kaldıkları aparta bıraktık. Bize armağanları olan o çok ünlü leblebileri alarak ayrıldık.
Yolda çalan telefonumuz, Ablamın konuk olarak geldiğini, çok sevgili dostum olan komşumda beklediklerini bildiriyordu.
Saat 12.50'de Seferihisar'daki evimize ulaştık.
Ayhan Altay
GERİ