ANTALYA'DAN SIMSICAK DOSTLUK,SEVGİ SELAMLARI...

Gönderen:   Turan Akpınar


 
Sevgili 'CORUMİO'okuyucuları;
 
Son üç aydır sık sık karşınızda oluyorum yazılarımla. İSTANBUL, ANKARA, ANTALYA düzlemindeki karşılaşabildiğim Çorum İlköğretmen okulu mezunu arkadaşlarla unutulması mümkün olmayan söyleşilere Antalya'dan devam edeceğim bu yazımda.


Buna rağmen sizlerin ÇORUM karşılaşmanızın sıcaklığını yakalayamadım.Görüştüğüm ardaşların Çorum toplantısının canlılığı hala etkisini koruyor...

27 Mayısta Musa Yenilmez'e telefon açıp, Antalya öğretmen evınden yer ayırtmasını söyledim. Ertesi günkü telefonda bana 'Musa öğretmenevinden!' yer ayrıldığını söyledi... Sağ olsun iki gece Musa'da konuk oldum. Belki merak edeceksiniz kimdi Musa diye... Hani şu bizim uzun Musa.. Bayramlarda boyunun avantajı sayesinde kortejin önünde yürüyen Musa... Şimdi ona ben uzun tanımlaması yerine İLVANLIM Musa demeyi yeğliyorum...

Resimde gördünüz elindeki sazını hiç bırakmamış onunla duygularını sazına dökmüş ve hani 'gayayı gırcı duttu' dörtlüğü ile başlayan İLVANLIM türküsünü bestelemiş, buna karşılık TRT kendisine teşekkür belgesi ile yetinmesini uygun görmüş. Ama o, aldırmamış bu davranışa bu kezde BEDİRİŞ parçasını bestelemiş.

Ankara'da Kıcımanla yaptığım görüşme yazısında belirttiğim gibi bizim kuşak neler yaratmış, neler çekmiş? Bunları ancak birebir görüşmelerde anlayabiliyor insan...Eline, diline sağlık İlvanlı Musa.. Daha nice bestelerini bekliyoruz...


        BAŞKANLA BULUŞUYORUZ....
Antalya'ya inince telefonla Emin Uyanık'ı aradım.. Öğretmen evinde buluşmak üzere sözleştik.. Onu fazla tanıtmaya gerek varmı ki?... Okul döneminde çoğumuzu iz bırakan davranış biçimlerimizle anımsarız. Emini'de okulun bando takımındaki davulu ile anımsamışızdır hep...

1970-1976 Sungurlu öğretmenlik sonrası 77- 82 yılları arasını Ankara Gazi Eğitiminde geçirip müfettiş oluyor. Afyon sonrası Antalya bölgesi ve ardından Antalya Teftiş kurulu başkanlığı başlıyor. Gene şakacı, gene espirili kendi ile barışık Emin Uyanık... Ertesi akşamki organizeyi Emin Başkan düzenliyor...

28 Mayıs akşamı saat 19,30 da aynı bölgede müfettiş olarak çalışan Hıfzı Yetkin, Emin'le birlikte geliyor... Beyazlaşmış saçlarına inatla hala genç Hıfzı Yetkin.. Hasan Aytaç kapıdan görününce gene gecmişteki muzip ve her an ortalığı kırıp geçirecek gülümsemesi ile karşılılıyoruz kendisini... Sohbet koyulaşınca Hasan, öğretmenimiz Mehmet Özdemirci ile yaşadığı bir olayı anlatınca gülmekten gözlerimizden yaşlar geliyor..

Benim 35 yıllık öğretmen arkadaşım aynı zamanda altı yıllık Almanya ortak yaşamızı paylaştığım Erol Saraç'ta misafirimiz olarak aramızda bulunuyor.

İlvanlı Musa ve bayan arkadaşımız Olcay Aytaç da gelince sohbet koyulaşıyor... Gene özlemini  çektiğimiz 39 yıl öncesine gidiyoruz... Neler anlatılmıyor ki? Gençlik yıllarına dönüşle birlikte ruhumuz, beynimizde gençleşiyor o akşam için. Anılar anlatıldıkça birimizin unuttuğu ayrıntıyı bir başkası tamamlıyor... Bunların içinde Hıfzı'ın anlattığı rahmetli Rıfat Ilgaz'la ilgili anısı hepimizi duygulandırıyor.. Misafirimiz Erol Saraç bunların mutlaka yazılması önerisini getiriyor ki yerinde bir düşünce diyoruz hep birlikte...

Sohbet anında aramızda olmayan bir arkadaşımızın adı geçince Emin, Hıfzı telefonlarını alıp anında o kişiye ulaşıp benimle görüştürüyorlar... İnanın bu serilik telefon şirketlerinde bile az bulunur...
Zamanın nasıl geçtiğinin farkında değiliz. Oradaki çalışanlarıda düşünerek istemeye istemeye otuz dokuz yılın anılarını bitirmiyor ama başka bir zamana artarmak kaydıyla vedalaşıp ayrılıyoruz...

Gene tadı damağımızda kalan bir buluşmayı başka bir mekan ve değişik kişilerle yapmak üzere hepinize sevgi ve selamlar.
30.Mayıs.2009

İLETİLER SAYFASINA DÖN