çorum ilköğretmen okullular

 

 
OYALI YAZMALAR

                Anlatı
                Turan Akpınar

              Mahallemizde henüz dinsel, mezhepsel, yöresel ayrımların yapılmadığı günlerde annem; var olan en fazla iki giysisinden birini sandıktan çıkardığında ya nişan veya düğüne ya da mevlüde, Kuran-ı Kerim dinlemeğe gidileceğini anlardım.

              Genellikle elbiseler her iki durumda da giyilir ama başa bağlanacak yazmalar değişirdi..Mevlüt yazmalarının oyaları daha bir özenli işlenmiş, dini motif ve renkler ön planda olurdu... Düğün veya nişanda örtülünecek yazmalar daha göz alıcı ve oyaları daha renkli  olurdu. Annem başına bağladığı yazmasınının uçlarını omuzlarına indirir, alnını hafif örtecek şekilde arkaya doğru bırakırdı...

              Oyalı yazma ile birlikte annemin yüzündeki ifade,bakış değişir, sesi kısık kısık çıkardı.. Evden ayrılmadan gideceği yerdeki ulviliği duyumsar ben ve kardeşim de o havaya girer fazla gürültü yapmazdık.. Bu durum sadece anneme özgü değildi... Davete katılan tüm kadınlarda aynı duygu ortak  bir mirascasına uygulanırdı... Mevlüt sonrası beklediğimiz renkli şekerlemeler bizim payımıza düşenler olurdu... Mahallemizdeki mevlüde katılan hanımlar bir kaç gün bu havayı üzerlerinden atamazlardı... Mevlüt okuyan bayan hocaların yanık ve dokunaklı sesleri dinleyicilerin göz yaşı dökmelerine onların içsel rahatlığa ulaşmasını sağlardı...

              Mahallemizin camisinde de benzer durumlar yaşanırdı. Kimse kimseye namaza gidip gitmeyeceğini sormaz, camii bayram namazlarında dolardı sadece. Orası Tanrı ile kul arasındaki bir köprü gibi idi. Yapılan dualar önce aile bireyleri sonra vatan ve millet için okunurdu. Her bayram namazı sonrası hocanın vaazında insanlık dersi verilir, iyilikten yardımlaşmadan, dürüst olmanın üstünlükleri anlatılıp bitim duasında Cumhuriyeti kuran başta Atatürk ve şehitlere açılan avuçların yüzlere sürülmesi ile son verilirdi.

              Mahallede birbirleni tanıyan insanlar kimin hangi mezhepten, hangi kökenden geldiğini bilir ama hiç bir zaman gündeme getirmezlerdi. Gelişen çarpık siyasi anlayışlarla birlikte mezhep ve köken ayrışmalarıda ortaya çıkmaya başlayınca, oyalı yazmaların yerini sıkma başlar, içtenlikle edilen duaların yerlerini kişisel ve parti çıkarları, oy kaygıları almağa başladı.

              Düşündükçe çocukluğumun geçtiği yıllardaki dini inançların saflığını, gerçek inanmanın temizliğini özlüyorum. Annelerin taşıdığı sandık giysilerinin kokusunu, başlarına örtükleri oyalı yazmaların yüzlerde bıraktığı gönül ve yüz huzurunu  arıyorum.

              Geçen süre içerisinde insanlar arası bilgi iletişimin hızlanması, anında görüntü ve yazıların ulaşması, artık gizlenecek saklanacak özel yaşamın sırları da kalmadı. Eli kalem tutan kendilerini köşe yazarı olarak tanıtan başlarını sıkı sıkıya kapatan hanımların sözlerini, demeçlerini okudukça anamın oyalı yazmalarına özlemim daha da artar oldu...

GERİ

Corumio
09.04.2016
http://www.hitwebcounter.com/htmltutorial.php